BİTKİLER İLE İLGİLİ AYETLER
Allah’ın varlığının ve kudretinin belgelerinden birisi olarak Kur’ân’da bildirilen bir husus da Allah’ın gökten su indirmesi, ölü yeri bu su ile diriltmesi ve çeşitli tadda ve renkte yiyecekler çıkarmasıdır. Yâsîn Sûresi’nde Yüce Allah şöyle buyurur:
“Diriltip içinden taneler çıkardığımız ölü toprak onlar için (varlığımızın ve kudretimizin) açık belgelerinden biridir; ondan yiyip geçinirler. Onda hurmalık ve üzüm bahçeleri meydana getirdik ve içinden pınarlar fışkırttık ki onun meyvelerinden ve ellerinin işleyip ortaya çıkardığı ürünlerden yesinler.
Artık şükretmezler mi? Yerin yetiştirdiğinden, kendi nefislerinden ve bilmedikleri daha nice şeylerden çift çift yaratan Allah’ı tesbih ve tenzih edin.” (Yâsîn, 36/33-36)
Kur’ân-ı Kerîm’de, Yüce Allah rüzgârların bulutları sevk ettiğini, bulutların yağmur yağdırdığını ve yere inen yağmurla yeryüzünün canlandığını sık sık hatırlatır. İnsanların dikkat nazarları bu noktalara çekilerek, Yüce Yaratıcı’nın varlığı, birliği, kudreti hakkında insanlar düşünmeye sevk edilir.
Allah Teâlâ, bu âlemde her şeyi belli bir ölçüye göre yaratmıştır. Bitkilerin oluşmasında ve gelişmesinde güneş ışınlarının çok büyük bir rolü vardır. Bitkilerin normal bir gelişme göstermesi, büyümesi, çiçeklenmesi güneş ışınlarını belli bir ölçüde almalarına bağlıdır. Güneş ışınlarının yeterinden az veya çok olması bitkileri olumsuz yönde etkiler.
Bitkilerin büyümesi için sadece güneş ışığı, kimyevî maddeler, su ve hava yeterli değildir. Şüphesiz çekirdeğin içinde bulunan ve uygun şartlarda ortaya çıkan, belirtilen maddelerle karşılıklı tesir ve onlarla uygunluk içinde faaliyet gösteren ilgi çekici bir kuvvet vardır. Önce birçok ameliye ve unsurları ihtiva eden iki hücrenin birleşmesinden meydana gelen tohum, hayat yolunu kendisi açarak daha önce ortaya çıkardığı bitkiye benzeyen yeni bir tür oluşturur. Öyle ki, buğday tanesi ancak buğday, palamut tohumu da ancak palamut yetiştirir. Bitki cinsleri arasındaki benzerliğe rağmen hepsinin bir takım vasıf ve ayırıcı husûsiyetlere sahip olduğu görülür.
Gelişmiş bitkiler birbirinden bazı farklarla ayrılırken hepsinde ortak genel bir takım sıfatlar bulunur. Hepsi ışıkta karbondioksit ve su verirler. Tohum, gövde, yaprak, çiçekler ve bunların ifa ettikleri vazifeler bütün bitkilerde birbirine benzer. Aynı şekilde bitkiler, dış tesirlere karşı hareketle de birlik gösterir. Meselâ, hepsi ışık tarafına yönelir, ışık ve oksijenden mahrum kalınca kurur. Şüphesiz diğer varlıklarda olduğu gibi bitkilerin yaratılışları Yüce Yaratıcı’nın var etmesiyledir. Bitkileri yaratan Allah, onların işleyiş kanunlarını da koymuştur.
Çiçekli bitkiler, gece gündüz çalışırlar. Yaprakları gün boyunca, güneş enerjisi toplar. Bitki, bu enerji ile şeker biçiminde besin üretir. Bu ikinci işlem karanlıkta da sürdürülür. Üretilen besin, yapraklardan, beslenmesi gereken bölümlere götürülür. Bu arada, köklerle topraktan özümlenen su ve mineraller, yaprakların ürettikleri besin maddesinin ters yönünde, sap uçlarına ve dallara taşınır. Bitkinin solunumu, hayvanlarda olduğu gibi 24 saat sürer.
Bitkiler, hayvanların tersine, besin aramaya gerek duymaz, besinlerini kendileri üretirler. Beslenmenin yolu, bitkiye özgün yeşil rengi veren “klorofil” denilen yeşil boyar maddeden geçer. Bitki, klorofil aracılığıyla, güneş enerjisini kimyasal enerjiye dönüştürür: bu kimyasal enerji de genellikle nişasta biçiminde saklanır ve gelişmek, büyümek için yakıt olarak kullanılır. Işık enerjisiyle, karbondioksit ve su, zengin enerjili bir besin olan glikoza dönüşür. Yani fotosentez (ışılbireşim), ısı ve ışıkla gerçekleşir.
Yorumlar
Yorum Gönder